Güney Afrikalı sanatçı Jake Michael Singer, İstanbul Bienali kapsamında, Fatih Belediyesi himayesinde, Muse Contemporary tarafından Sinan Polvan küratörlüğünde gerçekleşen “On Bin Şey” başlıklı enstalasyon 4 Ekim Çarşamba günü Yedikule Hisarı Top Kulesi’nde sanatseverlere kapılarını açtı. İş, sanat ve cemiyet hayatından birçok ünlü ismin ağırlandığı sergide, İnci Aksoy, Aylin Yılmaz, Zafer Kozanoğlu, Mina Karagülle, Serap Sarı, Esra Erandan, Gülbin Gürel, Elif Yazıcı Girgin, Yıldız Öz Samaha, Aylin Hoşzeban, Beste Yurttaş ve Ebru Kain gibi isimler yer aldı.
Güney Afrikalı sanatçı Jake Michael Singer, geçtiğimiz yıl Küçük Mustafa Paşa Hamamı’nda 11.000’den fazla kişinin ziyaret ettiği “Bennu Stasis” sergisinden sonra, bu yıl da İstanbul Bienali kapsamında, Fatih Belediyesi himayesinde, Muse Contemporary tarafından Sinan Polvan küratörlüğünde, Yedikule Hisarı Top Kulesi’nde “On Bin Şey” başlıklı enstalasyonu sanatseverlere kapılarını açtı. Fatih Belediyesi Başkan Yardımcısı Mehmet Özçelik’in ev sahipliğinde, iş, sanat ve cemiyet hayatından birçok ünlü ismi ağırlandığı sergide, İnci Aksoy, Aylin Yılmaz, Zafer Kozanoğlu, Mina Karagülle, Serap Sarı, Esra Erandan, Gülbin Gürel, Elif Yazıcı Girgin, Yıldız Öz Samaha, Aylin Hoşzeban, Beste Yurttaş ve Ebru Kain gibi isimler yer aldı.
Çeşitli dönemlerde hapishane olarak kullanılan Yedikule Hisarı’nda yapılan bu enstalasyon, tarih boyunca burada hapsedilen, işkence gören ve idam edilenlerin yaşadıkları duyguları adeta misafirlerine hissettiriyor. “On Bin Şey”, konukları derin ve meditatif düşüncelere, acıma ve korku gibi duygular aracılığıyla da iç arınmaya ve duygusal adalete yönelmesini sağlıyor. Sanatseverler, sergiyi 20 Kasım tarihine kadar ziyaret edebilecek.
On Bin Şey hakkında:
Kadim kültürlerden günümüz toplumlarının geleneklerine kadar uzanan semboller vardır. Gökyüzü, yeryüzü ve yeraltını birleştirdiğine inanılan “Axis Mundi”, genelde bir ağaç; hayat ağacı olarak tasvir edilir. Evrenin merkezine insanı koyan sistemlerde ağacın hayat döngüsünü, insanı tariflediği kabul edilir. “On Bin Şey”, yaprakların insan etini, derisini, saçını ve damarlarını taklit ettiği ağaç benzeri bir figürden oluşan bir enstalasyon. Yerleştirme, botanik bir ağaca göndermelerle başlayıp, organik insan dokularından geçerek fiberoptik kabloların ördüğü dijital bir ortamla son bulur. Yarı saydam silikon kullanılarak elde edilen fiber optik kablo, sıcak kırmızı atardamarlar oluşturmak için yaprakların içine gömülüdür. Ağaç yapraklarının bu şekilde dışarıya verdiği ışık, gece gökyüzündeki ayın değişik evrelerde farklı renklere bürünmesi gibi renk değiştirir ve loş ortamda parlar. Ağaç gövdesinin insan kemiklerini andıran dokusu, ağacı sibernetik bir kolektif ürün olarak görselleştirmekte, antropomorfik detaylarıyla insanı çağrıştırmaktadır.